HEMOFİLİ HASTALARI YAŞAMLARINI NORMAL DÜZEYDE SÜRDÜREBİLİR

Dünya genelinde 500 bini aşkın kişide görülen hemofili, yaşam boyu süren bir hastalık. Ancak erken teşhis ve gelişen tedavi olanakları sayesinde hastaların çoğu günlük yaşamını rahatlıkla sürdürebiliyor.

17 Nis 2024 - 12:48 YAYINLANMA
HEMOFİLİ HASTALARI YAŞAMLARINI NORMAL DÜZEYDE SÜRDÜREBİLİR

Hemofili, nadir görülen bir kan hastalığı. Yaşam boyu takip gerektiren bu hastalık, tedavisi ihmal edildiğinde ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Ancak doğru tedavi hastaların normal bir yaşam sürmesini mümkün kılıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada yaklaşık 500 bin hemofili hastası bulunuyor. Türkiye’deki hasta sayısı ise 4 bin civarında.

İşte bu hastalığa dikkat çekmek için 17 Nisan Dünya Hemofili Günü ilan edilerek, farkındalık oluşturmak adına her yıl çeşitli organizasyonlar düzenleniyor. Biz de bu özel gün için Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Bilim Dalı Kliniği'nden Doç. Dr. Asu Fergün Yılmaz ile konuşarak hemofili ile ilgili merak edilen sorulara yanıt aradık.

Kronik bir hastalık

“Hemofili kanamaya yatkınlık yaratan genetik ve yaşam boyu süren kronik bir hastalık” diyen Doç. Dr. Yılmaz hastalığın gelişim sürecini şöyle anlatıyor:

“Hemofili kanımızda pıhtılaşmayı sağlayan bazı özel proteinlerin yokluğu veya azalması nedeniyle gelişiyor. Yani hemofili hastalarında toplumdaki diğer insanlara göre daha kolay kanamalar meydana gelebiliyor.”

 

Fotoğraf: Getty Images

 

“Hemofilinin en önemli belirtisi kanama”

Peki hemofili hastalığı hangi belirtilerle kendini ele veriyor? En önemlisi nelere sebep olabiliyor? Yanıtını Doç. Dr. Yılmaz şöyle aktarıyor:

“Hemofili hastalığının en önemli belirtisi kanama. Bu hastalarda kanamalar en sık eklem içi veya kas içinde oluyor. Özellikle eklem içinde olan kanamalara bağlı olarak eklemlerde ani gelişen şişlik ve ağrı görülebiliyor. Tekrarlayan eklem içi kanamalar uygun şekilde tedavi edilmediği ve engellenmediği taktirde ciddi, kalıcı veya geçici eklem hasarlarına neden oluyor. Hatta hasta okula veya işe gidememeye başlıyor. İş gücü kaybına sebep oluyor ve bireyde fiziksel engel yaratabiliyor.”

Bu gibi durumlarda hastalarda özellikle eklem hasarlarının giderilmesi için ortopedik işlemler ve protez operasyonları da dahil olmak üzere çeşitli uygulamalar gerekebildiğinin altını çizen Doç. Dr. Yılmaz, “Uygun tedavi yapılmayan kişiler organ içi, karın içi kanama veya beyin kanamalarına bağlı olarak kaybedilebiliyor” diyerek durumun ciddiyetini vurguluyor. Hastalığın yol açabileceği tüm bu olumsuz durumlarla karşılaşmamak için hemofili hastalarının eklem içi kanamaları da dahil olmak üzere tüm kanama ataklarının hiç vakit kaybetmeden uygun şekilde tedavi edilmesi gerekiyor. Böylece bu hastalarda tekrarlayan kanamalar da engelleniyor.

Hemofili kimlerde görülüyor?

Kimlerin hemofili riski ile karşı karşıya olduğu da merak edilen bir konu. Doç. Dr. Yılmaz, ilk önce ailesinde anormal kanana hikayesi olan kişilere dikkat çekiyor:

“Özellikle anne tarafında kanama hikayesi olan veya kanama nedeni ile hayatını kaybeden erkek akraba hikayesi olanlardan şüphelenilmeli. Travma, ameliyat, diş çekimi veya sünnet gibi işlemler sonrası durmayan kanama, kendiliğinden eklem içi veya kas içi kanaması olanlar ya da küçük travmalar sonrası ciddi kanaması olan kişilerde hemofili hastalığı düşünülmeli.”

Hastalığın tanısını koymak için ise basit kan tetkikleri yeterli oluyor. Ardından gen bozukluğunun tespiti konusunda genetik testler de yapılabiliyor.

 

 

 

 
 
Hemofili daha önce de bahsedildiği gibi çoğunlukla taşıyıcı anneden erkek bebeğine hastalığın aktarılması şeklinde görülüyor. Hasta olan babadan erkek çocuğuna hastalık geçişi olmaz. Ancak hemofili hastası olan bir erkeğin kız bebeği hastalığı taşıyarak doğar.
 
 

 

Tedavi şekli hastaya göre değişiyor

Neyse ki hemofili hastalığı tedavi edilebiliyor... Tedavinin eksik olan faktörün yerine koyularak yapıldığını ifade eden Doç. Dr. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Çoğunlukla damar içine verilen tedaviler, kanamaları engellemek için uygulanıyor. Son yıllarda yapılan ve devam eden çalışmalar ile faktör dışı tedaviler, cilt altına uygulanan tedaviler ve gen tedavileri geliştirildi. Bu konudaki çalışmalar hızla devam ediyor.”

Hemofili ile ilgili en fazla merak edilen konulardan biri de kuşkusuz bu hastalığa sahip olan insanların yaşamını nasıl sürdürmesi gerektiği… “Artık artan bakım faktörleri ve gen tedavileri dahil olmak üzere gelişmekte olan tüm tedavi yöntemleri ile birlikte hemofili hastaları normal kişilerle benzer yaşam sürelerine sahip olabiliyor” diyen Doç. Dr. Yılmaz, bu hastaların sosyal hayatın içinde yaşamlarına devam edebildiğinin altını çiziyor.

Hemofili hastası babanın bebeği sağlıklı olur mu?

Peki erkek hemofili hastaları evlendiğinde çocukları sağlıklı olabiliyor mu? Bu soruya Doç. Dr. Yılmaz şöyle yanıt veriyor:

“Hemofili daha önce de bahsedildiği gibi çoğunlukla taşıyıcı anneden erkek bebeğine hastalığın aktarılması şeklinde görülüyor. Hasta olan babadan erkek çocuğuna hastalık geçişi olmaz. Ancak hemofili hastası olan bir erkeğin kız bebeği hastalığı taşıyarak doğar. Yani erkek hemofili hastası, sağlıklı bir kadın ile evlendiğinde sağlıklı çocuklara sahip olabilir.”

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: